3 Ocak 2011 Pazartesi
Elif Şafak'ın " AŞK" Kitabından..........
……..
Derviş sordu:
“ Şu ikisinden hangisi daha ileridedir sence: Hz. Muhammet mi, Sufi Beyazıt-i Bistami mi?
Mevlana:
-“ Bu ne biçim soru böyle? Son peygamber Resulullah (s.a.v) efendimiz ile bir sufi yi bir mi tutarsın? ”
Derviş :
-“Bir düşün: Peygamber hazretleri şöyle buyurmamış mıydı? “Yarabbi seni tebcil ederim. Seni layıkıyla bilemedim.” Halbuki Beyazıt-i Bistami “Ben kendimi tebcil ederim, benim şanım yücedir. Zira hırkamda Allah var.” dedi. Madem biri Allah’a nazaran ufak hissederken kendini, diğeri Allah’ı içinde taşır, bu ikisinden hangisi daha ileridedir sence?
Mevlana:
-“Allah aşkı derya deniz gibidir. Kendi meşrebince her insan ondan su alır. Fakat kimin ne kadar su alacağı kabının büyüklüğüne bağlıdır Kiminin kabı fıçıdır, kiminin kova; kiminin kırbadır, kiminin matara.
Bistami’ nin kabı Peygamber Efendimizinkine nazaran ufaktı. O bir avuç içti, kandı. O kadarla mesut ve sarhoş oldu. Ne güzel kendinde ilahi varlıktan eser bulmuş. Ama o halde kalmak, yola devam etmemek demektir. O mertebede bile Allah ile nefs ayrı gayrıdır. Peygamber efendimize gelince, Allah’ın sevgili kuludur, onun kabı kolay dolmaz. O yüzden Allah, Kuran’da şöyle buyurmuş: Açıp genişletmedik mi senin kalbini? Kalbi böyle genişleyince, yani kabı büyüyünce, doymak bilmez bir susuzluk hasıl olmuş içinde. Boşuna değil, ‘seni layıkıyla bilemedik’ deyişi. Halbuki kimse Allah’ı O’nun gibi bilemedi.
…………
Derviş sordu:
“ Şu ikisinden hangisi daha ileridedir sence: Hz. Muhammet mi, Sufi Beyazıt-i Bistami mi?
Mevlana:
-“ Bu ne biçim soru böyle? Son peygamber Resulullah (s.a.v) efendimiz ile bir sufi yi bir mi tutarsın? ”
Derviş :
-“Bir düşün: Peygamber hazretleri şöyle buyurmamış mıydı? “Yarabbi seni tebcil ederim. Seni layıkıyla bilemedim.” Halbuki Beyazıt-i Bistami “Ben kendimi tebcil ederim, benim şanım yücedir. Zira hırkamda Allah var.” dedi. Madem biri Allah’a nazaran ufak hissederken kendini, diğeri Allah’ı içinde taşır, bu ikisinden hangisi daha ileridedir sence?
Mevlana:
-“Allah aşkı derya deniz gibidir. Kendi meşrebince her insan ondan su alır. Fakat kimin ne kadar su alacağı kabının büyüklüğüne bağlıdır Kiminin kabı fıçıdır, kiminin kova; kiminin kırbadır, kiminin matara.
Bistami’ nin kabı Peygamber Efendimizinkine nazaran ufaktı. O bir avuç içti, kandı. O kadarla mesut ve sarhoş oldu. Ne güzel kendinde ilahi varlıktan eser bulmuş. Ama o halde kalmak, yola devam etmemek demektir. O mertebede bile Allah ile nefs ayrı gayrıdır. Peygamber efendimize gelince, Allah’ın sevgili kuludur, onun kabı kolay dolmaz. O yüzden Allah, Kuran’da şöyle buyurmuş: Açıp genişletmedik mi senin kalbini? Kalbi böyle genişleyince, yani kabı büyüyünce, doymak bilmez bir susuzluk hasıl olmuş içinde. Boşuna değil, ‘seni layıkıyla bilemedik’ deyişi. Halbuki kimse Allah’ı O’nun gibi bilemedi.
…………
30 Aralık 2010 Perşembe
Yine Yeniden
Fazla ağırkanlıyım, gibi geldi bana.
Uzun bir aradan sonra,
Hayat telaşlarından başımı kaldırınca,
Yine yeniden bu sayfadayım.
Uzun bir aradan sonra,
Hayat telaşlarından başımı kaldırınca,
Yine yeniden bu sayfadayım.
16 Temmuz 2009 Perşembe
SEVGİ
SEVMEK KARŞILIK BEKLEMEDEN OLUR,
BİRDE KARŞILIĞI VARSA;
DÜNYANIN ADI CENNET OLUR.
kynak:şahsen kendim
BİRDE KARŞILIĞI VARSA;
DÜNYANIN ADI CENNET OLUR.
kynak:şahsen kendim
24 Nisan 2009 Cuma
ELBİSE DİKMELİ
17 Mart 2009 Salı
bir yere gitmedim buradayım
herkese selamlar hayırlı sağlıklı günler diliyorum.
aslında hep buradaydım.
sadece çok yoğunum hem evde hem işte...
o yüzden yazmaya fırsat bulamadım...
çok yakında yeni ürünümü görebileceksiniz...
aslında hep buradaydım.
sadece çok yoğunum hem evde hem işte...
o yüzden yazmaya fırsat bulamadım...
çok yakında yeni ürünümü görebileceksiniz...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)